Bir zamanlar…
Güzel bir kasabada Demir adında meraklı ve enerjik bir çocuk yaşardı. Demir her çocuk gibi, sokakta koşmayı, çamurlara basmayı ve parktaki kaydıraktan kaymayı çok severdi. Matematiğe ve müziğe ayrı bir ilgisi vardı. Dedesinden kalma piyanosu ile sürekli pratik yapar ve ailesine şarkılar söylerdi. Ama bir konuda biraz dikkatsizdi: Ellerini yıkamak!
Annesi Selin ve küçük kardeşi Ege, ona sık sık ellerini yıkamasını hatırlatırdı.
Temizlik Uyarısı
Bir gün, Demir parktan eve geldiğinde soluğu mutfakta aldı. Küçük kardeşi Ege, masada oturmuş elma yiyordu.
Selin Anne:
“Demir, dışarıdan geldin. Ellerini yıkamadan yemek yemek yok!”
Demir:
“Anne yaa, ellerim zaten temiz! Hem, su çok soğuk.”
Ege, minik ellerini sabunlarken abisine gülümsedi.
Ege:
“Ben yıkıyorum, çünkü annem mikropların kötü olduğunu söyledi.”
Demir:
“Hep şu görünmez mikroplar! Göremediğim bir şeyden niye korkayım ki?”
Görünmez Tehlike!
Demir sabah uyandığında kendini tuhaf hissediyordu. Gözlerini açmakta zorlandı, başı ağırdı. Boğazı acıyordu ve yutkunmak bile zor geliyordu.
Demir:
“Anneee! Çok kötü hissediyorum!”
Selin Hanım hızla odaya girdi. Oğlunun yanakları kızarmış, alnı sıcaktı.
Selin Anne:
“Demir’ciğim, ateşin var! Miden nasıl?”
Demir:
“Karnım ağrıyor… Boğazım da yanıyor… Ve başım çok ağır…”
Köpük Perisi ve Mikropların Dansı
Birden odada parlak ışıklar belirdi! Demir gözlerini kırpıştırdı. Yatağının yanında sabun köpüklerinden yapılmış, minik bir peri havada süzülüyordu!
Köpük Perisi:
“Merhaba Demir! Ben Köpük Perisi. Ellerini yıkamadığın için seni uyarmaya geldim.”
Demir:
“Sen de kimsin?”
Köpük Perisi:
“Ben temizlik perisiyim! Ellerini yıkamadığın için mikroplar vücuduna girdi ve seni hasta etti.”
Köpük Perisi sihirli sabununu ellerine sürdü. Bir anda, ellerinin üzerinde minik, çirkin ve pis kokulu mikroplar belirdi!
Mikroplar:
“Hahaha! Ellerini yıkamayan çocukları çok severiz! Onların yüzüne, yemeklerine bulaşıp onları hasta ederiz!”
Demir:
“Hayır! Hemen kurtulmak istiyorum sizden!”
Köpük Perisi:
“O zaman musluğu aç ve sabunla ellerini yıka!”
Mutlu Son
Demir yorgun olmasına rağmen hemen lavaboya koştu. Sıcak su ve sabunla ellerini iyice köpürttü, parmaklarının arasını ve bileklerini de iyice ovaladı. Mikroplar çığlık atarak yok oldu!
Demir derin bir nefes aldı. Ellerini yüzüne götürdüğünde mis gibi sabun kokusunu aldı ve kendini daha iyi hissetti.
Köpük Perisi:
“İşte böyle, Demir! Ellerini yıkarsan mikroplar sana zarar veremez.”
O günden sonra Demir, yemeklerden önce, dışarıdan geldikten sonra ve tuvaletten sonra ellerini mutlaka yıkamaya başladı. Ve bir daha kolay kolay hasta olmadı!
Son.