Etiket: bilim ve çocuk

  • Demir ve Sihirli Yapraklar

    Demir 7 yaşında, kıvırcık saçlı, kocaman meraklı gözleri olan, her şeyi öğrenmek isteyen bir çocuktu. Üzerinde her zaman cepleri dolu bir mont olurdu çünkü dışarıda bulduğu ilginç taşları, yaprakları ve böcekleri toplamak en büyük hobisiydi. Çoğu çocuk oyun oynamayı severdi ama Demir için en büyük oyun, yeni şeyler keşfetmekti. Özellikle de büyükbabasıyla birlikte!

    Büyükbaba

    Büyükbaba uzun boylu, gür beyaz sakallı, gözleri ışıl ışıl parlayan yaşlı bir adamdı. Emekli bir biyologtu ama mesleğini hiçbir zaman bırakmamıştı; çünkü doğayı incelemek onun için bir iş değil, bir tutkuydu. Eski, kahverengi deri kaplı bir defteri vardı. İçinde yıllarca yaptığı gözlemler, çizimler ve notlar bulunuyordu. Demir’e her zaman “Bilim, merakla başlar.” derdi ve torununu doğayı gözlemlemeye teşvik ederdi. Üzerinde cepleri bol, yeşil bir yelek taşır, bu ceplerde büyüteç, küçük bir not defteri ve bazen de bir kavanoz bulunurdu—çünkü bilim her an her yerde keşfedilebilirdi!

    Sabahın Sürprizi

    Bir sabah, Demir büyükbabasının bahçesine doğru koşarak geldi. Gözleri heyecanla parlıyordu.

    Demir: “Büyükbaba! Bir şey fark ettim! Sabahları çimenler hep ıslak oluyor ama dün hiç yağmur yağmadı! Bu nasıl mümkün olabilir?”

    Büyükbabası gülümsedi ve başını okşadı.

    Büyükbaba: “Çok güzel bir gözlem, Demir! Buna ‘çiy’ denir. Geceleri hava soğuduğunda, havadaki su buharı yaprakların ve çimenlerin üzerinde minik su damlalarına dönüşür.”

    Demir gözlerini kocaman açtı.

    Demir: “Yani bu, tıpkı gökyüzünden düşen yağmur gibi mi?”

    Büyükbaba: “Yağmurdan biraz farklı. Yağmur, bulutlardaki su damlalarının birleşip ağırlaşmasıyla düşer. Çiy ise doğrudan havadaki nemin soğuk yüzeylerde su damlalarına dönüşmesiyle oluşur.”

    Demir: “O zaman bu bir bilimsel olay mı?”

    Büyükbaba: “Kesinlikle! Ve sana bunun nasıl çalıştığını gösterebileceğim basit bir deney yapabiliriz. Gel, mutfağa gidelim.”

    Buzlu Bardak Deneyi

    İkisi mutfağa yöneldi. Büyükbaba dolaptan bir bardak aldı, içine soğuk su doldurdu ve birkaç buz küpü ekledi.

    Büyükbaba: “Şimdi bu bardağı dikkatlice izle.”

    Birkaç dakika sonra, bardağın dışında küçük su damlaları belirdi.

    Demir: “Büyükbaba! Bardaktan su sızıyor! Ama nasıl?”

    Büyükbaba: “Hayır, su sızmıyor. Bu, az önce bahsettiğimiz çiy gibi. Havadaki su buharı, soğuk bardakla karşılaşınca su damlacıklarına dönüşüyor.”

    Demir büyülenmişti. Küçük parmağını bardağa dokundurdu ve ıslak olduğunu hissetti.

    Demir: “Bu çok ilginç! Demek ki su sadece gölde, nehirde ya da yağmurda değil, havada da var!”

    Büyükbaba: “Kesinlikle! Havadaki su buharını gözle göremeyiz ama sıcaklık değiştiğinde onun nasıl bir şekil aldığını görebiliriz.”

    Bahçedeki Güneş Takibi

    Demir’in aklı hâlâ gördükleriyle doluydu. Bahçeye geri döndüler. Büyükbaba bir anda durdu ve yakındaki bir ayçiçeğini işaret etti.

    Büyükbaba: “Demir, fark ettin mi? Sabahları bu çiçekler güneşe dönük oluyor, ama akşam olunca yön değiştiriyorlar.”

    Demir dikkatlice baktı. Gerçekten de ayçiçeğinin yüzü güneşe bakıyordu.

    Demir: “Neden böyle yapıyorlar?”

    Büyükbaba: “Çünkü bitkiler de ışığa ihtiyaç duyar. Ayçiçekleri, güneşin hareketini takip ederler. Buna ‘fototropizm’ denir.”

    Demir: “Fototropizm? O da mı bir bilimsel olay?”

    Büyükbaba: “Evet! Bitkilerin büyümesini sağlayan hormonlar var. Bu hormonlar, gölge kalan tarafta daha fazla birikir ve böylece bitki güneşe doğru eğilir.”

    Demir ellerini çırptı.

    Demir: “Bitkiler bile hareket ediyormuş! Harika!”

    Bilimin Sihri

    O gün, büyükbabasıyla daha birçok keşif yaptı. Karıncaların neden hep aynı yolda yürüdüğünü öğrendi, toprak altındaki köklerin nasıl su bulduğunu gördü ve toprağa düşen bir tohumun nasıl filizlendiğini keşfetti.

    Demir artık biliyordu: Bilim, doğanın en güzel sihirlerinden biriydi!

    Büyükbabasına sarıldı ve gülümsedi.

    Demir: “Büyükbaba, bir gün senin gibi bir biyolog olabilir miyim?”

    Büyükbaba: “Elbette! Merakını hiç kaybetme ve doğayı hep gözlemle. Çünkü bilim her yerde!”

    Demir başını salladı. Ertesi sabah için yeni bir keşif planlıyordu bile!

    SON